Bu hikaye, betonlara hapsolmuş bir şehirlinin küçük dramıdır. Ama tez zamanda küçük mutluluğa dönüşecektir!

Kocaman balkonumuz var ayıptır söylemesi. Bahar da geldi ufaktan bir şeyler ekip biçiyorum. Taaa geçen seneden beri balkona değişik bir şeyler yapıp orayı yaşam alanına çevirme hayalim var. Ama işte evlilik (yazamadığım bu arada evlendim ben), borç harç derken o hayali biraz erteledim.

Dedim ya bahar geldi, yaz da gelecek, ben balkonda yaşamaya başlayacağım. Aklıma geldi geçenlerde. Madem balkon kocccamaaan, neden hazır halı çimlerden alıp balkonda çim yetiştirmeyeyim? Balkonda kahvaltımı yaparken neden çimlere basmayayım? Hatta neden canım istedikçe üstünde yuvarlanmayayım?

Heyecanla gittim sevgili kocacığıma, anlattım niyetimi…
Balkonda çim mi olurmuş, kuruyunca yerlerde toprak kalırmış, o iş olmazmış…

Madem öyle, ben de bir kasa edinip -bu aralar pazar kapanınca kalan kasalara dadanıyorum da- onun içine çim ekeyim dedim. Ayaklarımı değdirsem kafi.

Ardından İzmir’e beş günlük bir kaçamak yaptım. Hisarönü’ne gidince bir çiçekçiden tohum alayım diye dükkana girdim. (G: Gözde, Ç: Çiçekçi)
G: İyi günler.
Ç: İyi günler.
G: Gramla çim tohumu satıyor musunuz? Küçük bir alan için lazım da…
Ç: Ne kadar küçük?
G: Kasaya ekim yapıcam.
Ç: Kediniz için mi?
G: Yok. Kedim için değil, kendim için.
Ç: …
G: Bütün gün betona basıyoruz, çim ekip üstüne basmaya niyetim var.
Ç: Haaa, iyi bir şeyse biz de yapalım.

Yapın tabii neden yapmayasınız? Neden bir çimi bana çok görüyorsunuz yahu? Altı üstü evimde çim istiyorum.

Toprağım da var, tohumum da. Bugün yarın uygun bir kasa bulunca hemen çimimi ekiyorum. Yakındır, fotoğrafları da paylaşırım. Ki burada yapılmışı var

Kim bilir belki de balkonda çim akımını başlatırım. Fena mı?

Hashtag’i de benden gelsin: #balkondaçim. Yarın bir gün innovatif,kreatif başarı hikayelerinde, kollarım bağlı pozumu verirken “ben buldum, ben!” derim hahah.

Kocacığıma not: Sana da yapıcam, merak etme;)