Bu haftam inanılmaaaaaaz yoğun ve yorgun geçti:)

Ama yine de gülüyorum. Çünkü ilk defa düzenli işe -web master olarak- başlıyorum! Her ne kadar yolum sabahları 2 saat akşamları da 2 buçuk saat sürse de severek gidip geliyorum.

16 Haziran 08

İşte ilk gün! 6’da saat çalıyor. Hiç de alışık değilim bu kadar erken uyanmalara ama heyecan yüzünden adrenalin çabucak yayılıyor vücuda, ayılıyorum. Geceden hazırladığım giyecekleri giyiyorum. Çalışma hayatıyla başlayacak yeni yaşamım pırıl pırıl geçsin diye yeni aldığım beyaz t-shirtü giyiyorum:) Güzeeel bir kahvaltı yapıyorum ve yola koyuluyorum.

Saat 7’de bile otobüsler tıklım tıklım oluyormuş da ben bunu hiç bilmiyormuşum:) 9’da işte olmam gerekirken yarım saat erken varacağımı farkediyorum. Neyse ki(!) yanlış otobüse binmişim de 10 dk erken varıyorum:) Ofiste bir ben bir sekreter yaklaşık yarım saat insanların gelmesini bekliyorum elime bir gazete alarak. Yavaş yavaş insanlar gelmeye başlıyor. Benim kullanacağım bilgisayara format atılmış program CDlerini alıp işime yarayanları yüklemeye başlıyorum. Ama sürekli hata mesajları alıyorum. Kaldırıp yeniden kurarak, kaldırıp yeniden kurarak, kaldırıp yeniden kurarak… kafayı yiyorum. İlk günden bilgisayarlarını bzodum diye düşünmeye başlıyorum. Kullandığım kasa zaten hep sorun çıkartıyormuş öğrenince rahatlıyorum. Bu kurulumlar sırasında kitaplık ne kadar Computer Arts dergisi varsa göz gezdiriyorum. Çok fena iştaha gelmişlikle hepsinin içindeki tutorialları uygulamak istiyorum! İlk günüm ha bire bir seyler kurcalamakla ve yüklemekle geçiyor.

Dönüşte yol çok koyuyor!

17 Haziran 08

İlk günün halsizliği üstümde uyanıyorum, kahvaltı yapıp çıkıyorum. Yarım günüm daha eksik programları yüklemekle geçiyor. Kalan yarıda bana verilecek – zaten başlanmış ve yarıda kalmış – ilk web sitesinin üstünde düzeltmeler yapmaya başlıyorum. Günüm HTML ile, taglerle, tablolarla geçiyor.

Dönüşte yol yine çok koyuyor! İstanbul’da otobüsler, İETT, fırsatçılar, insanlar hakkında yazı yazmaya karar veriyorum! Ama ahkam kesebilmek için biraz daha gözleme ihtiyacım var.

18 Haziran 08

Yarım kalan işimi devam ettiriyorum ama bir yerde çok feci tıkanıyorum. Üstadlardan birine soruyorum o da işin içinden çıkamayınca patrona soruyoruz… Dınınınıııııııın! O da ne!!! Baştan yanlış planlanmış. Gözde baştan başlasınmış. Zaten CSS kullanarak bundan sonraki projelerini yürütmek istiyorlarmış bunu da Gözde CSS ile tasarlayabilirmiş. Oluuuur canıma minnet:) Başkasının yarım işini tamamlamaya çalışmak çok daha zor! Onun düşünce sistemini çözmek, aklına yatmasa bile kalan işi de onun sistemiyle devam ettirmek gerekiyor. Bu duruma çok seviniyorum:)

Sitenin CSS iskeletini çıkarıyorum. Patron görünce “süper süper süper” diyor. Ee insan motive oluyor tabi:)

Gece rüyamda patronumu, “süper süper süper” diyerek etrafta dolandığını görüyorum. Çok mu abarttım ne?:D

19 Haziran 08

Müşteri sitenin yarına yayınlanmasını istiyor ama daha içerik yok! Ana sayfada “Lorem ipsum” haberleri var:)

Bu arada harıl harıl tasarımı bitirmeye çalışıyorum.Ana sayfa bitince bir de “master page” lerin tasarımını yapmak lazım.

Tasarımda CSS’i zorlayan noktalar var(*).Çözmek için saatlerimi harcıyorum. Default page bugün de bitemiyor.

İşe giderken yolumu kısaltacak otobüsler keşfediyorum. Yolculuk daha çekilebilir oluyor. Ama dönüşte hele de İş Kuleleri’nin oradaki trafik beni zıvanadan çıkarıyor. Neyse neyse bu konuyl ailgili ayrıntılı yazmam lazım. Bu iş bu kadarla kalmaz!

20 Haziran 08

Son iş günü:) Gözlerimin altındaki morluklar iyice belirginleşiyor. “Alışırım alışırım” diye avutuyorum kendimi.

İş yerine gider gitmez kodlarımı açıp takıldığım şeyi çözmek için (*) kasıyorum. Yaklaşık iki saatimi alıyor ama çözüyorum:) Bir de bunun üstüne “arıza” diye laf yiyorum:) Tabloyla yapsam çok kolay çözermişim, herkes kolayı yaparmış ben niye uğraşıyormuşum? Yaptım ve mutluyum:) Benzer bir sorun daha çıkıyor onun altından kalkamıyorum. Bulurum herhalde onun da çözümünü …

İş bitimi Cevahir‘e gidiyorum arkadaşımla buluşmak için. Liseden arkadaşımla karşılaşıyorum. Eşini bekliyormuş. 6 yıldır evli olduğunu, bu kadar zamandan sonra hiç bir atraksiyonun kalmadığını, iş değiştirebilirse çocuk yapmayı düşündüğünü öğreniyorum. Hangi ara fırsat buldun be yavrucum? Ayrıca ne acelen vardı? Daha önce de ortaokuldan bir arkadaşımla karşılaşmıştım. Elinde bebek arabası yanında da daha büyük bir çocukla! ve hiç mutlu görünmüyordu:(

Son zamanlarda o kdar çok erken evlenen ve mutsuz olan insan gördüm ki çevremde korkutuyor beni bu durum. Gerçi ilişkilerin böyle gelişmesinde çok etken var (sevgi, saygı, kişilik, maddi durum, çevre, hayata bakışın, hayattan beklentilerin,…) , onun için ayrı bir yazı yazmak lazım.

Eve gelince acaip yorgun oluyorum.TV karşısında sızıyorum:) Euro 2008 Türkiye Hırvatistan maçı var. Kazandığımız için patlayan tabanca ve çalınan korna seslerine uyanıyorum. Birilerine daha kurşun isabet etmese bari diye düşünürken uykuya dalıyorum.

21 Haziran 08

Yaşasın haftasonu!!!!

İki gün boyunca Efes Pilsen One Love Festival ‘e katılıyorum. Konserler çok geç bitecek, düşünmüyor değilim pazartesi işe nasıl gideceğim diye. Yaşayıp göreceğim:) Shantel doping olabilir ama:)

Şimdilik sadece programı yazıyorum. Etkinlikten sonra kritikleri de eklerim.

İlk gün programı:

ANA SAHNE ATÖLYELER
14:00 Kapı Açılış 14:30 Jonglör
14:00 DJ Style-ist & Mabbas 16:00 Poi
16:15 Kreş 17:15 Staff
18:00 Bedük 19:15 Jonglör
19:30 Yelle  
21:15 Hot Chip
23:45 Roisin Murphy

İkinci gün programı:

ANA SAHNE ATÖLYELER
14:00 Kapı Açılış 14:30 Jonglör
14:00 DJ Ahmet Musluoğlu 16:00 Poi
15:45 Kolektif Istanbul 17:15 Staff
16:15 Gevende 19:15 Jonglör
17:15 Selim Sesler  
18:00 Baba Zula
19:30 Miss Platnum
21:15 Shantel & Bucovina Club Orcestar
23:45 Gogol Bordello